23 Şubat 2011 Çarşamba

biri demiş ki;

"sınırı aşmaya başladığımda

beni ben yapan işaretler silinmeye yüz tutuyor

çizgilerim gerisin geri antileşip derimden içeri giriyorlar

belirli bir insana verdiğim rahatsızlığı iki katına çıkarıyorum

üç katına dört katına ilerlerken, kendimi durduramıyorum

hem ona hem bana haksızlık bu

bu kadar b*** yememeliydi kafam

ne yıldızı yaa

bu kadar boku yememeliydi kafam

üstüne basa basa

çok bastım aynı yere, bileğim ağrıyor

omurgama tersten bir rahatlama çöktü

bu gariplik fazla geliyor kaburgalarıma

çatırdayacağım ama telaşa vermiyorum hala

çok ileri gittim

bu kadar takmaya hakkım yok

hadi taktım, belli etme sus artık

olan oldu, sus artık kızım, sus!

yoksa ben kıracağım ağzımı, burnumu, en çok da ellerimi

baş parmaklarım yeter

rahatsızlık veremezsin bu kadar

bırak peşini, bırak

sikerim senin sevmeni de aşkını da oyunu da buyunu da

sus artık SUUUUUUUUUUSSSSS!!!!!!"


var böyle işte. sadece, sakin-rahat-mutlu-kendin ol. olursun , biliyorum.

22 Şubat 2011 Salı

laptopun dokunmatiğine düşmüş gözyaşları kayıyor parmaklarımın altında. "sildim, geçti" diyorum, biraz sonra yine akıp gidiyor beynim sanki. yanılgıya düşen beyin, ne kadar çok düşse de gözyaşları, yenilmez önde bitirir yarışı. yanılmalar içinde kurduğum dünyayı kimse anlamaz, ben bile. tüm bu kısa yazılarla zamane manicisi gibiyim. dört dizelik olmasa da, sayılı cümlelerle sınırlı yazıcıklar. cüce yıldızlar, patlama sonrası halsiz kalırlar. bu küçük sözcük birikintileri de, iç ve dış patlamalarımın zayiatı. ne cüce yıldızlardan, ne de zayiatlardan anlarım. konuşuyorum işte öyle. bir zayiatım var, o da boşa geçirdiğim zamanlarım. boşa geçen demeyeceğim, çünkü onlar boşa geçmek istemiyor. zanlı benim. yakalayın ve sadece olumlu olanı yükleyin beynime. çok ihtiyacım var buna.

bugün benim doğum günüm.

salata yiyorum. yanında, ağlıyorum. kendim olmak istemiyorum. iki saat kırk bir dakika sonra tam olarak otuz dört yaşında olacağım ve hala “kendim olmak istemiyorum” diyorum. hislerimi kaybediyor gibi yapıp katlanıyorum bazen. bazense beceriksizim bunda. herkes böyle. farklı şekillerde. bunu bilmediğimden değil. kendim olmak, herkesi aşmak, kendi alanımı yaratmak istiyorum. ama yine de yol kenarındaki metal korkuluklara tutunuyorum. ya da basamaklardakilere. bu yazdıklarımı kaydetmem lazım. kaydettim birkaç saniye önce. yani bir şekilde durmam gerekti. koruyucu bölgeden geçip, kelimeleri muhafaza ettim.

ben müzik yapmalıydım sadece. bunun yerine, hiçbir şey yapmamayı seçtim. yapıyor gibi yaptığım bir sürü şey oldu. ama gerçekten yapmadım hiçbirini. yaptıklarım yarım kaldı, çeyrekte kaldı, başında kalakaldı. yapmak ne kadar vurucu bir kelime böyle!

zaman geçiyor sürekli. ben çok kayıbım. hep böyle kayıptım. yıllardır aynı. dokuzdan sekize indi gece yarısına kalan dakikalar. aklıma gelen bir okulun bahçesi. mayfest. on dördüm. aşığım. o çocuk başka birileriyle. ben tekim. onu görüyorum, ona bakıyorum belli etmeden. bundan on dokuz yıl, dokuz ay öncesi. kendine güven eksikliğinin devam etmesi için uzun bir süre.

peki, ya gerçekse. nasıl aşacağım bunu diye sormak istemiyorum, çünkü yoruldum. hiçbir şeyi aşmakla uğraşmak istemiyorum. duygusal arayışlarımın, depresyonlarımın, vazgeçişlerimin pat diye kesilmesiyle başlayabilirim tekrardan. anca ve anca bu yolla. ama çok yalnızız değil mi. bu, karnımdaki düğümün …..

yok işte. cümlelere devam etmek bile boş geliyor. inler-çıklar, gitler-geller. çok, çok bezdirici. dayamak lazım kafaya. ama bu da saçma. sadece olsam ve bundan keyif alsam. lütfen, lütfen, lütfen.

17 Şubat 2011 Perşembe

hiçbir şey hiçbir şey değil. büyük bir laf gibi, ama beni başka büyük laflar etmekten koruyabilecek bir büyük laf. hiçbir şeyin hiçbir şey olmadığını kabul edersem herşey olabilecek şeyler benim olur. benim olur! ben-im.

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kendine aşık ol

kırk defa desem bunu her gün.

birine aşık oldum. hayatımda ikince defa. ona.

bir şeyler yanlış. çalışmak istiyorum. bir şeyler yapmalıyım. s*k*y*m.