12 Temmuz 2011 Salı

Birisi içime girdi. Göğsümün tam ortasına bastı ayaklarıyla. Bıraktığı ayak izi, kısacık bir sürede eridi; o, göğsüme yerleştikçe. Yürümeye çalıştıkça, daha derine çöktü, peşinden getirdiği sıkıntı bulutunun öncüsü olarak. En sona kalan kafasındaki, ince dudaklı ağzıyla kendince bir şeyler geveliyor gibi gözükse de, ben dediklerine sinir olsam da, onu içime çekmeye devam ettim. Nefes verip rüzgar gülünü harekete geçirmek varken, onun nefesini de vakumladım. Fuuuuuffff-ppp! İçimdeki balon şiştikçe patlamaya yaklaştım.

Üstümde taşıdığım hayaletlerle özgürce yaşama şansım olsa.