10 Eylül 2011 Cumartesi

Miro'dan miniminnacık bir parça


yerler karla kaplı

şehrin ana geçitlerinden birindeyiz

tek tük arabalar

şimdinin iş merkezinin çocuksu ruhu alınmamış daha

biz de çocuğuz, abim ve ben

ben hiç büyümek istemedim belki de

milyarlar içinde sadece ben değilim böyle hisseden

özel değilim, o güzel üç insan için olduğum gibi

kimse için ve hiçbir yerde

benim gibi kolları bacakları, bir alnı ve bir burnu olan o kadar çok var ki

benim dediklerim çoktan denmiş

hissettiğim tüm depresyonlar kat kat aşılmış

sıkışıp kalıyorum böyle bazen

çıkışı görmek istemeyerek kıvranıyorum

yüzümdeki ıslaklığın tuzu dilimde, burnumun ucunda

üzerimde kırmızı paltom, yoksa lacivert mi

karların üstünde poz veriyoruz

ne güzel bir aile, ama şimdi bir garibiz

şimdi herkes bir garip sanki

içim acıyor bazen çok çok

çok bağırmak, kurtuluş istiyorum hiç kurtulamadıklarımdan

ağır-yük hislerden, hafif taklidi yapan düşüncelerden

bana bunları yazdıran bir müzik, üst üste dinliyorum

çünkü ağlamak istiyorum, fazlalığı atmak, kolay olmasa da

kardaki güzellikler büyüdü büyüdü

uzaklaştık bir şekilde, en yakındayken bile

kar bir metafor değil, gerçek. eriyene kadar gerçek.

içimi garip bir nostalji hali vurdu, son dakikalarda. içim, buradaki ışığı istiyor sanki. hiç büyümemek ve hep böyle gülmek zor olmamalıydı. bir şeyler kaybolmasaydı keşke....