31 Mart 2012 Cumartesi
çöz.
30 Mart 2012 Cuma
her şeyden emin olmak istiyoruz. çok kısa sürelerde. limonatayı karıştırmadan içiyor, sonra da 'bu ekşi yaa' diyoruz, kendimizden emin.
'dur, naptın, dibi şeker doluydu onun'
'yok yok ekşiymiş bu'
'bak! bak bak, dibine bak'
'... hmm, şeker'
şeker ya! ne güzel karışım olacaktı, beklemedin. çünkü hep bilmek istiyorsun. kendi haline bırakmak dururken. sen, şezlonga uzanmış bahar güneşine teslim etmişken kendini, karıştırmana bile kalmayacaktı o limonatayı. şeker eriyip gidecekti kendiliğinden.
'tüh'
tıpkı onun pervazında duran o hareketsiz kahve bardağı gibi.
29 Mart 2012 Perşembe
cam masada yansımasını gördüğüm kulak, o kulaktan taşmış saç telleri, masaya dayanmış kol bana ait. ben nereye, kime aitim? "tamam teşekkür ederim hoşçakal." çok soğuk bu, çok soğuk.
bence, var olmam bir hata. hata olmasaydı, bu kadar zaman sürer miydi kendimi içine attığım boktan durumlar. olmadı bir türlü. ben deli miyim. elimi tutar mısın lütfen? sımsıkı tutar mısın ve bırakmaz mısın, lütfen. ne olursa olsun beni sever misin lütfen. lütfen böyle gitmez misin, lütfen.
nasıl başladı tüm yamukluklar? ben mi çok farklıydım hep, yoksa genele ayak uydurmaya isteksizdim de, ardı arkası kesilmeyen seferler içime kapandım kaldım? ergenliğin bitmeme olasılığı varsa, ben bunun bir kanıtı gibi ayakta dikiliyorum; karmaşıklığın seyreldiği zamanlar dışında. seyrelmelerdeki uyum sağlama çabam takdirlik. normal bir sevgili, normal bir kız arkadaş, normal bir aile çocuğu olmak içimden gelmiyor değil. ama asıl iç'im, bunlardan sıkılıyor. nasıl anlatacağım, bilmiyorum.
yıllardır anlatmaya çalışıyorum birilerine. en sonunda "bana güvenmiyorsanız, bırakın" diyen, sözde konusunun uzmanına da. nazik olunmasını bekleyen bir uzman. sorgulamayacaksın, olanı kabul edeceksin, gidecek anlatacaksın, sürekli aynı şeyleri anlatsan da ve bu seni yavaş yavaş parçalara ayırsa da. tamam, kolay değil, biliyorum. iki taraf için de kolay değil. ama "şöyle bir sorunun var gibi" diyen kişi, o sorunun göstergelerinden bir-ikisiyle, hem de hafif olarak, karşılaşınca o garip sakinliği içinde ifadesiz suratıyla konuşmaya devam edecek. kimi zaman, içinizden gelen, duvarları yumruklamak bağırmak ve bağırmak olsa da, bu uzmana karşı nezaketinizi bozmayacaksınız. dipte yatan korkularınızı, endişelerinizi, karnınızı sarmalamış örümcekleri gün yüzüne çıkarmayacaksınız, uzmanın yanında. sosyal hayatta çıkarsanız, dışlandığınız durumlar yokmuş gibi, üstüne para verip tüm hallerinizi görmesini ve sizi çözümlemesini beklediğiniz insan da dışlayacak sizi.
nasıl anlatacağım, bilmiyorum, ama anlatacağım. nasıl olacak bilmiyorum. kahretmesin!..
24 Mart 2012 Cumartesi
kaybolmak istemiyorum. kolay değil. uzun zamandır deniyorum. bu geçici merdiven benim evim. in-çık, in-çık, inme-çıkma, karar ver-verme. ayakları oynayan merdiveni sabitleştiriyorum, tüm boğulmalarıma rağmen. ne kadar daha az boğulurum, bilmiyorum, ama deniyorum. merdivenim, sahip olduğum tek şey. yeraltından gökyüzüne. umuyorum.