27 Aralık 2012 Perşembe


Çocukluğumun evinden yola çıkıyorum. Sokaklar, yokuşlar, bir yorgancı; her şeyin ortasında, tüm renkleri gözlerimizde. İki sıra arkasında bir oyuncakçı. Beş yaş doğum gününde anneye “bana bunu alın” dediğim önü kırmızı arkası siyah bir elektro gitar. Gerçeğinin tıpatıp bir minyatür versiyonu. 

Kar yağmış ara sokaklarında, Levent’i daha da çok seven bir aile. Kadın, adam, kız çocuğu, erkek çocuğu. Şimdi kokusu burnuma gelecek gibi olan lacivert paltom; büyük olasılıkla kırmızı-beyaz çizgili, el örmesi şapkam, ucunda kocaman ponponuyla. Nasılım? Ne hissediyorum? Mutlu muyum? Farkında mıyım? Sadece kar mı var, sadece biz mi varız? Eve dönünce erken yatacak olmanın stresi dolaşıyor mu kafa hizamda? Bulutlar mı çöküyor, yoksa dağılıyor mu başka bulutlar, bu hizaya ve bu hizadan? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder