24 Mart 2012 Cumartesi

kayboluyorum, geri geliyorum. kayıplara karışıyorum, kayıplardan kurtuluşuma kadar. gözlerim açık, kapalı bir karanlığa dalıyorum. aydınlık açıklığa, dürbünle bile bakamıyorum. kabuğunu soyup tazeliğiyle devam etmek istediğim birikintilerimi tekrardan gözüme sokmasan olmaz mı? bir kaşık ondan, iki adet şundan, bir sürü hareket yetmiyor mu? bu kadar kısa sürede bu yüzü gülen iğnelemeler niye? seçilene kadar korumaya çalıştığım sakinliğimi dalgalandırdaysan, dalgalardan kaçarak korktuğum kadar hayranıysam da onların, ne yapayım? kendimi mi savunayım hep? yıllar geçmiş, içimde barışı sağlamaya uğraşır ve uğraşırken; o yılları geçirten duyguların tek bir tanesine bile çok ama çok isteksizken, sen küçük sandığın bir şeyler söylüyorsun ama küçük değil onlar. benim için değil. beni seçtin, ben böyleydim. beni seçtin, ben böyle olmam diye mi? ben böyleyim. fiziken ve ruhen. değişirsem değişirim. ama sen beni değişmemişken gördün ve seçtin.

kaybolmak istemiyorum. kolay değil. uzun zamandır deniyorum. bu geçici merdiven benim evim. in-çık, in-çık, inme-çıkma, karar ver-verme. ayakları oynayan merdiveni sabitleştiriyorum, tüm boğulmalarıma rağmen. ne kadar daha az boğulurum, bilmiyorum, ama deniyorum. merdivenim, sahip olduğum tek şey. yeraltından gökyüzüne. umuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder