15 Aralık 2010 Çarşamba

uzun uyku saatleri

serin tarafı çevrilen yastıklar

ısı düştükçe artan yorgan kalınlığı

kapadığım kombinin ses kaybı

duvardaki kartpostalın yavaşça yere düşüşü

yer lambamın ampulünün patlaması; kedinin lambası bu

görece sağlıklı bir beslenmeyle kendimi kandırışlarım

bunlara, yükselişte olan umursamazlığımı ekliyorum

yok, yanlış kelime oldu; duyarsızlığımı diyecektim

umursamamaya yol var daha

önce metro istasyonunun kapısına gideceksin

emin ol, kaçırmazsın, işaretleri takip et

olmadı, sana eşlik eden gösterir parmağıyla doğru yönü

eşlikçilerin işi bu, kendilerini düşünürler ilk başta

kapıyı bulduğunu farz ediyorum.

kişisel seçime göre değişir

yürüyen merdivenler ya da normalinden inmeye başla

kimsenin şeker dağıtmasını bekleme

soğuğundan kaçtığın dışarısı, seni yalnız bırakmaz

her şey alışa alışa

jetonu alırken içinden geçecek

"hala geri dönebilirim, iliklerime kadar da üşümemiştim aslında"

oh, parayı attım bile makineye

bir adet? evet, bir yeter, dönüşü göremiyorum şu an

"gidiyorum, gerçekten yapıyorum bunu"

turnikeyi geçtin bile

metroya gider levhasını görmüşsün, devam ediyorsun

ana fikri aldım, dibe iniyorum

önce duyarsızlaşacağım sonra da umursamazlık basacak

bir trene atlayıp duraklardan geçip

kendimi, şimdiden bilemeyeceğim bir yolculuğa bırakacağım

ses sisteminden çıkan bilindik bir melodi ve ritm yığını

ve bunun bana neyi hatırlatması gerektiğini unutmuş olmam

önümdeki kağıda çiziktirdiklerimin düzensizliği

masamı toplamamaktaki kararlı direncim

bira içmek isteyip, boşver şimdi demelerim

önümdeki olasılıkların fazlalığına inanışım

kendimi mi kandırıyorum?

bana ne, güzel bir oyun bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder